Küçük Kadınlar dizisiyle büyük bir hayran kitlesi edinen Burak Sağyaşar, hakkında merak edilenleri Trendy’ye anlattı. Mütevazı oyuncu, iltifatlar karşısında çok utanıyormuş.
Oyunculuğa nasıl başladın? 10 yaşından beri bu mesleği yapmayı istiyordum. Fransız okulunda okurken bir çok tiyatro festivalleri ve amatör tiyatro grupları kurdular. Turnelere katıldık. Oradaki oyuncu koçlarından dersler aldık. 16 yaşındayken liseler arası tiyatro festivalinde ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülünü aldım. Ödül almam beni biraz daha yüreklendirdi. İstanbul’a yerleştikten sonra da Gaye Sökmen Ajans’a gittim. Molped ve Ülker Rocco reklamlarında ve “Yemin” adlı dizide oynadım. Şu an da Küçük Kadınlarda devam ediyorum.
Neden üniversitede oyunculuk üzerine bir eğitim almayı tercih etmedin? Konservatuvar sınavlarına hazırlanmıştım. Hatta tekstlerime kadar her şey hazırdı. Ama son dakikada Galatasaray Üniversitesi’ne karar verdim ve sosyoloji bölümüne girdim.
Oyunculuk üzerine bir eğitim almayı düşünüyor musun? Kamera oyunculuğu aldım. Ama; “Tam olarak piştim” diyemem. Oyuncu koçum Uğur Demirpehlivan’dan hala dersler alırım.
Annenin yapımcı olması senin diğer oyuncu adaylarından 1-0 önde başlamanı sağlıyor. Peki hiç diğerlerine haksızlık olabileceğini düşündün mü? Ailede film dünyasından biri varsa bir şekilde insanı içine alıyor. Ben doğduğum zaman zaten annem yönetmenlik yapıyordu. 3 yaşından beri setlerde büyüdüm diyebilirim. Bu yüzden belki de etkilenmişimdir. Fakat bazı zamanlarda insanların anne babalarının bu sektörde olması çok da iyi olmuyor. 1-0 önde miyim onu bilmiyorum. Ama annem ilk zamanlar çok karşı çıktı. Bu mesleği yapmamam gerektiğini söyledi. Fakat ben çok istiyordum. Ben çok çabuk fikir değiştiren bir insan olduğum için bana yardım etmeyeceğini söyledi. Ben de annemden habersiz Gaye Sökmen Ajans’a gittim ve anlaşma yaptım. Reklamlarda da oynadıktan sonra bu işi gerçekten sevdiğimi anladım. Oyunculuk gerçekten disiplin isteyen bir iş. Sabahın erken saatlerinde kalkmak, dinç olmak, setlerde belki de 24 saat çalışmak, sevmediğiniz zaman yapamayacağınız bir şey. “Yemin” dizisini Fox TV’ye annem yaptı. Bana o dizide ufak bir rol vereceğini, altından kalkıp kalkamayacağımı, işimde ne kadar disiplinli olabileceğime bakmak istediğini söyledi. Ben de set saatlerime uydum, hiçbir zaman olumsuz bir şey çıkarmadım ve sonunda anneme ne kadar istekli olduğumu ispat edebildim. Daha sonra ajansımdan “Küçük Kadınlar” dizisi için teklif geldi. Annemin yapımcı olmasının avantajı ise bu piyasadaki çoğu kişiyi tanıyor olmam. Dezavantajı da; ne yaparsam yapayım insanların çoğu zaman benim torpilli olduğumu düşünmeleri. Ama “Küçük Kadınlar”a kendi çabamla girdim. Zaten iyi oynamasam beni sette tutmazlar.
Kendini yetenekli olarak görüyor musun? Ben hiçbir zaman; “Çok yetenekliyim, çok iyiyim” diye bir şey söylemedim. Ama severek yaptığım için galiba o da yüzüme yansıyor.
“Küçük Kadınlar” dizisiyle bir anda genç kızların idolu oldun. Bu durum hoşuna gidiyor mu? İlk zamanlarda bunları kuzenlerim takip ediyordu. Ben de sonradan internetten takip edince bir kitle oluşmaya başladığını gördüm. Bu kadar kısa sürede izleyenlerimin, sevenlerimin olması çok güzel bir şey.
İlerleyen zamanlarda da böyle devam etmesini ister misin? “Sadece kızlar ya da erkekler olsun, bütün kızlar beni beğensin” diye bir arzum yok. Ama tabiî ki de bundan sonraki projelerimde de beni desteklemelerini isterim. Bir nevi onlar bizi duyuruyor.
Kendini yakışıklı mı buluyorsun, yoksa sevimli mi? Böyle şeyler sorulduğunda çok utanıyorum. Ben aynanın karşısına geçip; “Yakışıklıyım ya da sevimliyim” gibi laflar söylemem. Ama sevimli olduğumu söylüyorlar.
Önümüzdeki zamanlarda dahil olmak istediğin bir proje var mı? Sinema filminde oynamayı çok istiyorum. İnsanlara katkıda bulunabileceğim projelerde yer almak istiyorum. Bunun yanı sıra dizi, sunuculuk gibi işler de yapabilirim.
Canlandırdığın Utku karakteriyle Burak’ın ortak yönleri var mı? İnsanları sevmesi ve mütevazılığı olabilir. Utku’yla o konuda aynıyız. Gençliğimi belki onun gibi yaşamadım. Ama onunla benzer yönlerimiz var. Ben o enerjimi ve sevimli hallerimi Utku’da çok iyi gösterebiliyorum.
Akrep burcusun. Akrep burcu olan kişiler genelde kinci olurlar. Sen de kin besler misin? Kin duyar mıyım bilmiyorum. Ama asla yapılanı unutmuyorum. Karşımdaki kişiye içimde kin beslemem. Ama o kişinin bana yaptığı bir kötülüğü de asla unutmam.
Okul yıllarında nasıl bir öğrenciydin? Çok haylazdım. Öğretmenlerin gözünde kötü bir öğrenciydim. Hiperaktif, bir sürü olay çıkarabilecek, zar zor sınıflarını geçen biriydim. O yıllara dönmek istemem.
Bir spor dalıyla uğraştın mı? Küçüklüğümde tenis lisansım vardı. Basketbol oynadım, voleybol oynadım, yüzdüm, yazları okulla birlikte deniz sporları yaptım. Ama aralarında en çok sevdiğim spor dalı voleyboldu.
İlk aşkın ne zaman oldu? 13-14 yaşlarında oldu. Çok kapıldım ve çok dilim yandı.
Şu an hayatında birisi var mı? Yok.
Hayranlarından gelen tepkiler nasıl? Çok kibarca, nazikçe beğendiğini söyleyenler de, hayal gücü çok gelişmiş insanlar da var. Hepsini okuyorum. Hiç birini es geçmiyor.